Hayata dair bakış açıları anlamak, anlaşılmak, sevgi ve şefkat içinde koşulsuz kabul edilmek ve bununla birlikte farkedilmek isterler. Kendi isteklerine dair derin düşünceler içinde kaybolurken kendini anlamaya aynı zamanda da diğer insanları anlamaya çalışır. Hayat üzerine ve kendisi hakkında derin düşüncelere dalarlar.
Genelikle mahzun, duygusal yoğunluğu olan, naif, yaşanılan olaylardan çabuk etkilenebilen, merhametli, hassas, abartısız, olduğu gibi olan kişilerdir. Bu yapıları içlerinden gelmediği sürece yapmak durumunda oldukları konularda da zorlanmalarına neden olur. Kendilerine ve etrafındaki olaylara dair çabuk kırılıp incinebilen bu mizaca sahip kişilerin duygusal iniş çıkışları olur. Diğer mizaçlardan farkı kırılıp incindiklerinde belli etmeden içlerine kapanmalarıdır. Sert, kırıcı ve şiddet içeren ortamlardan uzaklaşma eğilimi sergilerler. Hayatları boyunca anlayışlı, sıcak, nazik ve samimi, arayışlarına her daim cevap verebilecek bir kişiye ihtiyaç duyarlar. Duygusallıkları incelik, romantiklik, farklılık ve hayalcilik içeriklidir. Cansız varlıklara bile kibar ve nazik bir yaklaşım içerisindedir. Hislerini ifade etmekte bile zorluk yaşarken onlar için önemli olan karşı tarafın rahatsız olabilme ihtimalidir. Bir duruma tutukuyla bağlanır ancak aradığını bulamadığını düşündüğü anda da çok hızlı vazgeçebilirler.
Okul hayatları genellikle vasat geçer. Okul hayatı hakkında da bazen istekli bazen ilgisiz davranan bu çocukları teşvik etmek büyük önem taşır. Duygusal travmalardan, umursanmamaktan, yalnız bırakılmaktan çokça etkilenen bu çocuklar hem kendilerini hem de karşı tarafı suçlama eğilimindedirler. İçlerinde hissettikleri ‘’eksiklik’’ duyguları yüzünden başkalarına dair imrenme ve kıskançlık hissedebilirler.
Nasıl Davranmalı?
Özellikle ergenlik döneminde farklılıklarını ispat etme eğiliminde olan bu çocuklara farklılığın kötü değil iyi yanları vurgulanmalı, duygusal dönemlerinde aşağılamak yerine anlamaya çalışılmalıdır. Bu çocuklar kıyasa asla gelemezken, ebeveynlerinden tek istedikleri onları anlarken dürüst olmalarıdır. Duygusal dönemlerinde yalnız kalmak istemelerine saygı duyulmalıdır. Bu çocukların bu farklı ve özgün duyguları ilerleyen dönemlerde sanat yeteneklerine yatkınlıkları olarak yönlendirilebilir.