Okula gitmeli mi gitmemeli mi son zamanlarda konuşulan ve tartışılan bir süreç. Bizim ülkemizde çocukların okula başlama zamanı tartışılsa da diğer ülkelerde okula göndermeme özgürlüğü olduğu için insanlar bu soru üzerinde düşünüyorlar. ‘’ Unscholling’’ yani okulsuz eğitimin savunucuları gittikçe artıyor. Aslında savunulan fikirler çok doğru olsa da bizim ülkemizde uygulanılabilirliği tartışmada. Amerika da uygulanmasına rağmen evde öğretilmek zorunda oldukları alanlar var, Fransa da ise özgür. İster gönder ister gönderme ister öğret ister öğretme.

Okulsuz Eğitim Nedir?

 

oyujn

Peki gitmeli mi gitmemeli mi? Bizde daha 3 yaşında çocuğu nerden göndereceğimizi şaşırıyoruz. Çünkü yurtdışında yaşanılan şartlar bizde yok. Biz apartmanlar arasında araçların deli gibi sürüldüğü sokaklarda daracık kaldırımlarda çocuk büyütmeye çalışıyoruz. Emin olamayarak yedirmek zorunda kaldığımız hormonlu gıdalardan aldıkları enerjilerde cabası. Bu şartlar altında bizim çocuklarımızı değil 3 aylık yaz tatilinde 2 günlük haftasonunda bile zapt edilmesi zor hale getiriyor. Bu fikri villaların içinde kocaman bahçesi ve oyun oynayabileceği ortamlar olan insanlar üretiyor olmalı. Geçinmek için işe gitmek zorunda olmayan vaktinin tamamını çocuğuna ayırabilen psikolojik desteğini ücretsiz alabilen ve en önemlisi yollarda araç kullanmanın kurallarını benimsemiş ülkelerden bahsediyoruz. Avusturya da ekonomik düzeyi orta düzey olan bir ailenin olduğu şehirde yolların çocuklar için ne kadar tehlikeli olabileceğinden bahsediyorduk. Her an bir çocuk yola atlayabilir sürücü asla duramazdı bize göre. Bir sürü senaryolar yazdık güzel şehir ve yolları için. Biz korku dolu senaryolar içinde kendi filmimizi çekerken orda 20 yıldır yaşayan bir Türk bizi uzaktan dinlemiş ve sonunda dahil olmuştu konuşmamıza. ‘’kaza mı, çocuk ölümü mü?’’ diye şaşkınlıkla sordu yarım yamalak Türkçesiyle. ‘’Evet’’ diyerek tezimizin gerekçelerini sunduk. Tek cevap verdi bize ‘’ 20 yıldır burdayım, bahsettiğiniz gibi bir şeyi bir kez bile duymadım’’ Şimdi bu şartlar altında çocuğu o evde, sokakta büyütmek, okula göndermeden dışarda enerjisini boşaltmış çocuğa birşeyler öğretmek, çocuğun yeteneği oranında onu kanalize etmek… Hepsi çok güzel fikirler. Ancak burda olacak iş değil. Hani bir karikatür var ya anne kapıdan atıyor çocuğu yaz tatili bittiğinde. Bizdeki durum bu. Keşke tek düze öğretim olmada, eğitim sistemimiz gelişse de çocuklar okula gerçekten gitse. Arkadaşlığı öğrense, sevgiyi paylaşmayı öğrense. Hayatı boyunca başarı odaklı olmasa. Şayet okulsuz eğitimin amacı bunlarsa bunu hangi ebeveyn istemez.

Okulsuz Eğitim Türkiye’de Uygulanabilir mi?

Karamsar olmayı sevmem ama gerçekleri de göz ardı etmemek gerek. Bizim yapacağımız madem ki sisteme bir şekilde ayak uydurmak zorunda kalıyoruz o zaman elimizden geldiğince çocukları evde sistemin içine dahil etmemek. Eve geldiğinde o gün aldığı notları ve öğrendiği bilgilerden önce ne kadar güzel anılar biriktirdiğini sorun. Her ne olursa olsun yanında olduğunuzu hissettirin. Bir mühendis olmasın yeteneği yoksa ve mutsuz olacaksa. Gitar çalsın şarkı söylesin, şiir yazsın neyse mutlu olduğu onu yapsın. Buna  izin vermek de sizi sistemin dışına çıkartır.