Öfke bastırılır mı, dönüştürülür mü yoksa yok mu edilir? Öfke normal midir? Kimi zaman evet. Öyle laylaylom bir hayat en pozitif insan için bile kimi zaman zordur. Hayat bu ya insanın elbet zorlandığı yerler olacaktır. Ve bu insanoğlunun alt yapısında saldırganlık dürtüleri vardır. Bu nedenle öfke aslında kimi zaman kendimizi koruma adına gerekli ve saldırganlık dürtülerimizi boşaltmamız açısından gerekli de olabilir. Önemli olan bu öfkeyi kime, ne zaman ve ne şekilde açığa çıkarttığımızdır.
Öfke kontrol Edilebilir mi?
Öfke bastırılamaz. Çocukluktan itibaren bastırılan öfkenin sonra evlilik ve sosyal yaşamda nelere yol açtığını bir önceki yazımda yazmıştım. Bu nedenle bastırmak yerine öfke anını dönüştürmek ve dönüştürülen öfkenin doğru şekilde ortaya çıkartmaktır önemli olan. Çünkü bizim toplumumuzda öğrenilen öfkeyi yansıtma yöntemi bağırma, çağırma, duygusal ya da fiziksel şiddet yöntemlerini kullanan zararını kendisi yaşayacaktır. O zaman öfkeyi yansıtma anlarında neler yapmalıyızı konuşalım.
Öfkeli anlarda yapılacaklar
- Öfke anında ilk yapmanız gereken şey derin bir nefes almaktır. Doğru nefes egzersizleri ile bir nebze sakinleşip karşınızdakini daha doğru algılayabilir hale gelirsiniz.
- Sakinleşen haliniz ile birlikte olayı tam olarak gözlemleyebilir hale gelirsiniz. Çevrede ne oluyor ve tam olarak yargılama, değerlendirme katmadan saf olarak olayı görürsünüz.
- Olay esnasında ne hissettiniz? Karşınızdaki kişi sizi kızdırdığında korktunuz mu, üzüldünüz mü, aşağılanmış mı hissettiniz? Önce kendi duygunuza odaklanın ki karşı tarafı o an anlamaya çalışırken yargılamaya düşebilirsiniz.
- Sonrasında tanımladığınız duyguya dair ihtiyacınızı anlayın. Neden kızdınız ve tam olarak ne istiyordunuz? YA da neden öfkelendiniz asıl isteğiniz neydi?
- Son olarak ifade etme biçimi geliyor ki bu noktada önemli olan ise duygu sonucunda ortaya çıkan ihtiyacı istek olarak dile getirmektir. Talep halinde isterseniz karşı tarafı zora sokmuş ve yapmak zorunda kılmış olursunuz. Ancak istek ve rica halinde dile getirirseniz yapıp yapmama hakkı karşı tarafa kalmış olur ki doğru ifade edilen bir istek genelde geri çevrilmez. Çünkü anlatırken siz kendinizi net ifade etmiş, o esnada empati ile karşı tarafı da anlamaya çalışmışsınızdır.
Bu maddelerde ne yok? Suçlama yok, yargılama yok, olmayan sözcükler ile üstten konuşmalar yok! Ne var? Kendi ihtiyaçlarını duyguların ile birlikte dile getirmek var. Aslında bizim öğrendiğimiz bağırma ve çağırmadan çok daha kolay bir yöntem ancak biz zorlanıyoruz. Neden? Çünkü bizdeki öfkenin ana kaynağı olan durum duygularımızı tanıyamama ve bastırma durumu burada da ifade edememe ve tanımlayamama olarak karşımıza çıkıyor.Eğer ki o aşamayı atlatabilirsek kendimizi ifade etmemiz daha kolay olacak ve karşı tarafa da doğru yansıttığımız öfkemiz ile geri bildirimimiz doğru olacaktır. İkili ilişkilerdeki en büyük sıkıntı olan birbirini anlayamama durumu kendinizi doğru ifade etmeniz sayesinde ortadan kalkacaktır. Bu yöntem ile çiftler doğru iletişimi öğrenecek, anne ve çocuk ilişkileri gelişecektir.
Haydi bir deneme yapalım. Karşınızda size kötü sözler söyleyen biri var. Çocuğunuz ya da eşiniz… Haketmediğinizi düşündüğünüz cümleler ile karşı karşıyasınız. Genelde ilk tepki ağlama, karşılık verme ya da bağırma, bastırma çabası ile oluyor. Ancak şimdi bu yazı sonunda yapmamız gereken tepki şöyle olacak. ‘’ Öyle konuştuğun zaman çok sinirleniyorum çünkü saygı duyulmak istiyorum ve sözlerini hakaret gibi algılıyorum’’ O an ne hissettiğinizi ve neden hissettiğinizi asıl ihtiyacınızın ne olduğunu net olarak anlattınız. Bu cümleleri çocuğunuza da rahatlıkla kurabilirsiniz. Onlar karşısında bu kadar net ifade etmeniz onların duygularını doğru tanımaya ve karşı tarafa doğru iletmeye yarayacaktır.