Çocuğunuzda iştahsızlık, karın ağrısı, iştahsızlık, huzursuzluk, gelişme de yaşıtlarına gore fiziksel gerilik mi var ? Peki bu sadece bizim kültürümüzde ana besin maddesi olan buğdaydan kaynaklanıyor olabilir mi?
Buğday ağır bir besin olduğundan ve ne yazık ki genetiğinin değiştirilerek gluten oranının daha yüksek olduğu düşünüldüğünden bir çok insan vücudu buğday içeren gıdalara tepki göstermektedir. Ancak bu tepkiler bir besin alerjisi tepkileridir ve hafiften ağıra doğru seyredebilir. Çölyak hastalığı ise HLA – DQ2 ve DQ8 diye adlandırılan genlere sahip kişilerde ortaya çıkar. Çölyak hastalığı, Gluten adlı proteini içeren ( buğday, arpa, çavdar ve yulaf ) besinlere karşı kronikleşen ve ömür boyu süren hassiyettir. Tahminen dünya nüfusunun % 30 unun bu genleri taşıdığı ancak hepsinde çölyak hastalığının ortaya çıkmadığı bilinmektedir. Bu genler kişide yok ise çölyak hastalığı asla ortaya çıkmaz. Bunun dışındaki beriylerde görülen gluten hassasiyeti olabilir. Teşhis te hastanın sorunlarının ne zaman oluştuğuna dair hikayesi dinlenmelidir. Çölyak hastalığını tespit eden herhangi bir kan testi yoktur. Kesin teşhiste kişi glutein tüketirken endoskopi ve biyopsi gerekmektedir.
ÇÖLYAK HASTALIĞININ BELİRTİLERİ
- Bağırsak rahatsızlıkları ( gaz, şişkinlik vb.), dışkıdaki anormallikler,
- Yaşa gore gelişimde ( kilo ve boy ) gerilik
- Kas zayıflığı, Halsizlik,
- Kansızlık,
- İştahsızlık,
- Ağız içinde oluşan aftlar,
- Sinirlilik, Ciltte döküntüler.
ÇÖLYAK HASTALIĞININ TEDAVİSİ
Çölyak hastalığı teşhisi konulan kişilerin tedavisi ömür boyu gluten içerin gıdalardan kesinlikle uzak bir diyet yapılmasıdır. Hatta Çölyak hastaları buğday içeren bir üründen bir çay kaşığı aldıklarında bile bir bardak çamaşır suyu içmiş gibi sıkıntılar yaşadıklarını söylemektedirler. Onun dışında glutensiz sıkı diyet ile hastalık control altına alınabilir. Ancak bu glutensiz diyet açısından oldukça dikkatli olunmaktadır. Bir çok hazır gıda üründe gluten bulunmaktadır. Hatta kadınların kullandığı bazı kozmetik ürünlerinin içinde bile gluten bulunabilmektedir. Bunların yanı sıra ilaç, şampuan, krem gibi ürünler glüten içerikleri nedeniyle dikkatli kullanılmalıdır. Çok iyi bir etiket okuyucusu olunmalı, gıdaların etiketleri mutlaka okunmalıdır. Özellikle evde glutenli ve glutensiz gıdaların birbirinden ayrı ve uzak saklanması önemlidir. Yemek hazırlığı sırasında gltenli gıdalara değmiş veya bulaşmış çatal, kaşık, süzgeç, tabak gibi gereçler kesinlikle çölyaklı kişilerin gıdalarına dokundurulmamalıdır. Teşhis koyulamayan ve gluten tüketmeye devam eden hastalarda bağırsaklardaki tahribat nedeni ile anemi, kronik yorgunluk, osteoporoz, dalak hastalıkları, kısırlık, nörolojik sorunlar, cilt kızarıklıkları ve hatta kanser görülebilir. Glutensiz diyet uygulayan hastanın şikayetleri ince bağırsakta bundan önce oluşmuş tahribata göre iyileşme süresi değişir. Tercih edebilecekleri gıdalar arasında, mısır, patates, nohut, mercimek, kestane, soya, fasulye, fındık gibi besinleri ve bu besinlerden elde edilen un ve nişastaları tercih etmek gerekmektedir. Buğday ekmeği yerine mısır unu kullanılarak evde yapılan ekmekler yenilebilir.
Çölyak hastalığı genler üzerinde olan bir hastalıktır, ortaya çıkma süresi herkeste farklılık gösterebilir. Anne sütü ile beslenmenin çölyak riskini azalttığını gösteren çalışmalar mevcuttur, hatta çocuğa ilk kez gluten verilirken anne sütü ile de besleniyor olması çölyak riskini azaltır. Her koşulda anne sütünün savunulması boşuna değildir.